21 Ekim 2010 Perşembe

Bir Bahar Akşamı Rastladım Size, Rast Bir Şarkıyla Ağzıma Sıçar Gibiydiniz...

malikanemizin müştemilat kısmına 25 metre mesafede ikamet eden komşularımızı tanıştırayım...bir tane kızcağız var, adı embır...okunduğu gibi yazıyorum...deli mi ne?ağzı iyi laf yapıyor, sağlam bir duruşu var ama o kadar mutsuz ki...kafayı seks ve ilişkilerle bozmuş...çok yalnız çok mutsuz.tüh diyorum vay haline elde yok avuçta yok...belli ki başında bi büyüğü de yok...tek sığındığı özdeyiş "dünya kendi etrafında değil bir kadının amının etrafında döner" özdeyişi olmuş.güzel de buna sığın sığın nereye kadar.zor yani...pek de çirkin ama olsun gideri var...o da siyah beyaz ya da sepya modda takılmaya yeminligiller familyasından...

bir tane de çocuk var...umacının yamacından geçmiş bir siması var...çok sevdim onu ama dünyalar çirkini yani büyük konuşmak istemiyorum ama gece filan görsem korkar basarım feryadı...arabeskçi abilerimiz feryada gücümüz yok demişler ama allahtan benim feryat etmeye gücüm var yani.neyse bu çocuk zekasından yırtıyor,seviyorum onu.çok saygılı çok tatlı...hiçbir şekilde aynı yatağı paylaşmayacağımı bildiğim halde tuhaf bir bağlılıkla kanıksadım onu...ölene kadar bu böyle gider...bu çocuk kız arkadaşı varsa eminim mutlu eder...çünkü çirkinlerin mutlu etme zorunluluğu kader defterinde yazılıdır...

bir tane de alternatif bir kadın müsvettemiz var.çok acayip onu da ailecek seviyoruz.aforizmaları ve metaforları sürekli götümüze batsa da o can yani.biseksüel olabilir...cinselliğe karşı pek bi özgür gördüm onu."fikirlerimle sikerim lannnn"derecesinde göktürüyor son tahlilde.kendisi yok allahı var hoş bir hatun...ama yine sepya moda talim ettiğimiz için malın fatura emtia cinsini tam olarak kestiremiyoruz...ben diğim elma kurusu siz diyin elma yarısı...ama kurtsuz...

anaksimendros'un sol taşağından düşmüş bir abimiz de var.vayyy yeme de yanında yat.valla yatamam beni bile bayabilir. sürekli felsefi metinler içinde boğulmuş bir bünyenin yanında yatsam n'olur amına koyim.istemem yatamam...sadece uzaktan keşif halindeyim ama keşif mahalli ne durumda sormayın...yemiş kazığı, yemiş kazığı filozof olmuş bu abi....onu da sevdik ve başa tac ettik, buyrun....

sıkılıyorum,sıkılıyorum ne yapsam diye dala budağa sarıyorum ve beni rahatlatacak daha az aktivite gerektiren insanların yamacına sokuluyorum.çoğuna göre aptal olan ama içten insanlar bunlar.aforizmaları,anaforları yok.bu arada anafor burda yanlış kelime oldu ama olsun ziyanı da hakketen...küçük minnacık düşüncelerin hüküm sürdüğü mevsimlerde yaşamak bu anlarda cidden işe yarıyor.kesap kitap derdi yok.sürekli beyin siken birileri yok.maskeler yok ya da varsa da zaten siz onları hemen düşürüyorsunuz.hatta bunun bilincinde olduğunuz için o maskeyi düşürmek yerine maskeli halleriyle bile kabul ediyorsunuz o derece yani...durum cidden mis bu küçük dünya tarafında.büyük dünyanın akıl karıştıran ve sinir bozan etmenleri nispeten daha az...

son olarak komşularımızdan natalie'ye değinmem lazım.aslında güzel bir kadın ama sanırım frijit.kimse onu sikmediği için iyice kavonoz içindeki beyine dönmüş. aktif difüzyona uğramış zar gibi mübaret...her lafında bir iğneleme var.eh şanslı karı yani.suratının masum kıvrımları ile işi götürüyor ama pazara çıkarsan alan memnun olmaz kaybeden de üzülmez.ama asıl anlamadığım bu haline rağmen erkekler ondan uyarılabiliyor.bi kaç kişinin onu düşünerek mastürbeyşın yaptığını duydum.hımmm ilginç.e kimseye vermeyince haliyle erkek bünyeler soluğu osbirde alıyor.ah tatlım benim zavallı aşk böcüğüm,patolojik "human nature"m...senin de amın hayali olarak da olsa para ettiye biz milyar dolarlık baby muamelesi görmeliyiz...

ev alma komşu al demişler...şanssızlık mıdır nedir hep bana saykodelik komşular düştü...onları yine de seviyorum.sevgi-nefret düğümlenmesi yaşadığım anlarda hayatı daha fazla sevmem için bana ilham kaynağı oluyorlar...kendilerine 1 gram faydaları olmasa da bayan olanları erkeklerin boşalma vasıtası, erkek olanları da taşak geçmek için rabıta-ı mahsusa oluyor.ohhh misss...

bahar akşamı demişken hele hele başlıkta rast makamından söz etmişken bir şarkı zikretmeden olmaz.malum herkes şarkı paylaşmak için bu aralar gavur amı gibi yanıyor...gerçi ben yanmıyorum...hem gavur değilim ki...ahahah sıçtım gene.eheee...buyrun bu şarkıyı tanıyın,tanıtın ve dinleyin efenim...

Rast Şarkı:Gönül aşkınla gözyaşı dökmekten usandı artık

Makam: Rast
Usûl : Düyek
Beste: Selâhaddin İnal
Güfte: Ali Sarcan

Gönül aşkınla gözyaşı gözyaşı dökmekten usandı artık
Zira gözde yaş kalmadı sabr ile uslandı artık
Ağlasam da faydası yok sevsem de zamânı geçti
Zira gözde yaş kalmadı sabr ile uslandı artık.

MÜZEYYEN SENAR'dan dinlemek için: http://bit.ly/bDiO6M

2 yorum:

  1. Ayazda götü donan bekçiye siktirteceksin. Sizin oraların en mutlusu olmazsa en mutsuzu olur, öyle olursa yine başkasına siktirtirsin. En son kendisi olur.

    YanıtlaSil
  2. Nereden okudum,banamı rast geldi..''Rakı ibneyi coşturur,delikanlıyı susturur''modunda 6 saaten beri Müzeyyen Senar'la oturuyorum amına kodumunun masasında:D

    YanıtlaSil